Peter PARKER ve Immanuel KANT

Uzun zamandır yazmak istediğim keyifli bi konu bu. Felsefe tarihinin bence en büyük dahisi olan Kant diyor ki: “Öyle davran ki; eyleminin maksimi (kişisel gerekçesi denebilir) her zaman her yerde her insan için geçerli kabul edilebilsin. Öyle davran ki; yaptığın eylem evrensel bir yasa yerine geçebilsin.” Bu pratik yasaya da ‘Ahlak Yasası’ adını veriyor. Kant’ a göre bu yasa öyle bir yasa ki, hem a priori hem de evrensel. Bu iki sebepten ötürü diyor Kant; bu yasaya duyulan saygı duygusu insan toplumlarındaki diğer herhangi dogmatik yada ussal bir gerekçe gibi ne bir yarar gözetiyor ne de bir yargı. Zira yasa apriori. A priori olan sentetik değildir, yargısal olmaz (türetilmemiştir). Eylemden önce eylemin ne olması gerektiğini gösteriyor bize. Bu yasa o kadar kusursuz ki Kant’ a göre ve bu duygu öyle bir saygı duygusu ki, “Birey bu yasayı bir ödev olarak gözetir” diye ekliyor.

Bir paragrafla üstünkörü bilgi verdiğim Ahlak Yasası üzerinden kelimenin tam anlamıyla hayranlık verici bir ahlak sistemi inşa ediyor Kant. Bir eylemi yapabilme durumunda olmak bireye o eylemi gerçekleştirme sorumluluğu veriyor Kant’ a göre. “Zorunluluk değil de Ödev olarak” diyor Kant. Çok ilginçtir kahramanımız Peter PARKER da aynı öğüdü alıyor ölmekte olan amcasından: “Büyük güç büyük sorumluluk getirir”. Üstelik maksiminin sonucu olarak ölüyor amcası. Peter kişisel intikam duygusundan ötürü Örümcek Adam güçlerini kullanıp serserinin hırsızlığını önlemeyerek amcasının ölümüne uzanan yolu açıyor. Peter tamamen kendi iradesi dışında kavuştuğu güçlerinin sorumlusu oluverdiğini fark ediyor o anda. İstenci dışında üstelik. Örümcek güçlerini istemediğini ilan etse güçleri ortadan kalkmıyor sonuçta. Radyoaktif örümceğin bir ısırığıyla yapabilme kapasitesi O’ nun kimliğine yapışıyor. Peter o an Örümcek Adam olduğunu fark ediyor. Bu yüzden polis radyosunu duyduğunda kulağını tıkayamıyor.

Ought implies can. Yani; Yapılması gerekeni yapabilecek konumda olanlar onu yapmalıdır. Peter Örümcek Adam olmak zorunda. O’ nun neyi istediğinin kategorik bir önemi yok. O, Örümcek Adam ise Örümcek Adam olmak zorunda.

Çocuk iken çizgi romanlarını ilk okuduğumda da beni en çok etkileyen konu bu olmuştu. Örümcek Adam’ ın kahramanlıkları değil de, Peter PARKER’ ın kahramanlığı. Yapabileceği şeye arkasını dönememekten dolayı giydiği maske. Tek başına gökdelenlerin tepesinde grotesk heykellerle sohbet etmek zorunda kalışı.

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.