Post Truth Zamanlar & Post Hoc Ergo Propter Hoc

Post Hoc Ergo Propter Hoc

Türkçesi: “Sonra oldu, demek ki ondan dolayı oldu” olan yanılgı. Yaygın bir örnek vermek gerekirse: Horoz öttü ve güneş doğdu, öyleyse güneş horoz öttüğü için doğdu. Hume radikal bir kuşkucu olarak nedenselliğin doğanın bir özelliği değil, zihnin bir alışkanlığı olduğunu söyler. İmdi bu Post hoc safsatasının dikkatimi çeken yanı içinde yaşadığımız post-truth zamanlarda gerçekten de bu safsata müthiş bir sözdebilim aleti olarak iş görmesi. Sadece siyasi alanda değil, sosyal hayatın içerisinde de.

Bu arada ben kendi adıma Post-truth kavramını şöyle anlıyorum: Toplum içerisinde bireyin söyleminin içeriğinin sadece ilgimizi çekmek üzere dizayn edilmesi, bu söylemin sınamadan muaf tutulması. Gerçeklerin değil de gerçekler hakkında yapılan spekülasyonların bilgi olarak tercih edilmesi.

Postmodern bir dönemde yaşıyoruz; yargılar müphem, eşitsizlikler uçurum olmuş, kültür tarihte hiç olmadığı kadar akışkan ve hızlı bir devinim halinde. İnsanlar ölçülebilir gerçekleri pas geçiyorlar. Onun yerine kişisel görüşlere yöneliyorlar. Protagoras bugünü görseydi şöyle haykırırdı herhalde: “Demiştim!”.

Ve yine sanırım bu da işte tam olarak Post hoc ergo propter hoc safsatasının ve de nedensellik alışkanlığının bilimsel düşünme ve felsefe eğitimi olmayan zihinlerde işe yarar bir alet gibi kullanılmasına sebep oluyor. Çünkü artık insan hayatı müthiş karmaşıklaştı. Artık bilgisizlik kaçınılmaz. Yine de, karar almamız ve eylememiz gerekiyor. Bu safsata da eğitimsiz zihinlerde öylesine bi bilgi illuzyonu yaratmakta ki; Artık bireyin bugün söylediği dün söylediğini yanlışlasa dahi yada bugün söylediği ilk deneyle yanlışlansa dahi hiç bir önemi yok. Salt böyle bilimsel jargonla detaylı bir şekilde konuşuyor olmak ve kamusal alanda kendini beyan ediyor olmak dolaşımda olanın bilgi olduğu yanılgısını oluşturmakta. Bir konu hakkında konuşabiliyor olmak bilgili görünmeye yetiyor. Bilginin tarihteki en kolay ulaşılabildiği zamanlarda bilimin metodolojisi olduğunu görmezden gelmek büyük oksimoron olsak gerek.

Sanki ölçmeden ve sınamadan olguların koşullarını ve yasalarını öğrenmek mümkünmüş gibi. Sanki Jeoloji ve Coğrafya eğitimi olmadan sadece son depremlerin verilerini takip ederek bir sonraki depremi tahmin etmenin bilimsel bir yanı varmış gibi.

Spekulasyon bilim değildir. Her zaman değerli olan gerçeklerdir. Bence gerçeklerin bilgisini isteyen insan da kendi dikkatini mutlaka ölçülebilir yanlışlara vermelidir. Ancak o zaman bilgiye ulaşabilir.

Bilgi içinde yayınlandı

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.